Tur Programı:
Gezimize İmparatoriçe Pulheria tarafından yaptırılan, bir zamanlar iki Bizanslının Kudüs’ten getirdiği Meryemanaya ait elbiselerin bulunduğu kilisenin insanlar tarafından şifa bulmak amacıyla ziyaret ettiği Blakherna Sarayı Ayazması ile başlıyoruz. 1107 yılında İmparator Alexios’a karşı suikast girişimi tasarlarken yakalanan Anemas gözlerine mil çekilerek kör edilir ve biz Bizans’tan günümüze ayakta kalan tek yeraltı hapishanesini- Anemas Zindanlarını panoramik olarak görürken Bizans ceza tekniklerini öğreniyoruz. Mimar Sinan’ın 95 yaşında yaptığı sanat eseri olan İvaz Efendi Camisini inceledikten sonra Bizans’ın sivil mimari tarzını yansıtan ve günümüze ulaşabilen yegâne tekfur sarayı ve kara surları hakkında bilgilenip yine Bizans tekfur sarayından kalan hançerli Aya Panayıa Rum Ortodoks Kilisesini geziyoruz. Ayasofya’dan sonra İstanbul’daki en ilginç duvar resimleri ve mozaikleri içeren Chora ( kariye ) müzesinin büyüleyici atmosferini yaşıyoruz. Ardından kapısında yazan “âşık isen can baş üstü gel berü, müfsit isen bak kapıdan dön gerü” yazıtıyla ünlü olan Kefeli Camisini geziyoruz. Dragoman yani Tercüman Yunus’un yaptırdığı ve adı değişime uğrayarak Draman şeklinde söylenen Draman Camisi’ni görüyoruz. Bir dönem Rum Patrikhane Kilisesi olan, Kariyedekilerle boy ölçüşecek önemde olan Pammakaristos-Fethiye müzesini gezerek yaşıyoruz. İstanbul’un eski dokusunu kaybetmediği cumbalı, kiremit kaplı evlerin önünden, dar sokaklardan geçerken karşımıza 1883 yılından kalma aya Georgos Potira Rum Kilisesi çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda dört karısına ayrı ayrı dört ev tutan tek adam olduğu anlatılan Murat Molla adına bir kültür kurumu olarak yapılan kütüphanesi önünde fotoğraflarımızı çekiyoruz. İstanbul’ un 5.tepesini oluşturan Yavuz Selim Camii ve padişahlar- şehzadeler türbesini ziyaret ederek turumuzu tamamlıyor ve bir sonraki turumuzda görüşmek dileklerimizle sizlere veda ediyoruz.
Gezilecek Yerler:
Blakherna Sarayı Ayazması
Bizans döneminde Blaherna Sarayı'nın ayazmasıydı. Ayazmanın üstünde imparatoriçe Pulcheria bir kilise yaptırmış. Birkaç yıl sonra Kudüs'ten gelen iki Bizanslının Meryem Ana'ya ait elbiseler olduğu iddiasıyla yanlarında getirdikleri giysiler kilisede saklanmaya başladı. Böylece kilisenin önemi arttı. Fetihten 20 yıl kadar önce bu kilise, içinde Meryem'in elbiseleriyle yanıp yok oldu. Şimdi burada 1900'lerde yapılmış küçük, şirin bir kilise var. Ayazma da kilisenin içinde bulunmaktadır.
Anemas Zindanları
Bizans döneminin en büyük saray komplekslerinden biridir. Blakhernai Sarayı'nın bir parçası olan Anemas Zindanları, Haliç'e yakın eski sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş 14 hücre odasından ve bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşur.Bizans'tan günümüze ayakta kalan tek yeraltı zindanı olan, tarihi ve mimari özellikleriyle dünyada başka benzeri bulunmayan Anemas Zindanları adını Arap asıllı bir Bizans askeri olan “Mikhael Anemas'tan alıyor. 1107 yılında İmparator Aleksios'a karşı suikast girişimi tasarlarken yakalanan Anemas, suçunun cezasını zindandaki bir kuleye hapsedilerek çekmiş, gözlerine mil çekilip kör edilmesini imparatorun kızı Anna engellemişti.
İvaz Efendi Camii
1585 tarihlidir. Bahçesinde geniş çukur ve tüneller vardır.Cami, Mimar Sinan’ın tezkerelerinde kayıtlı olmamakla birlikte Mimar Sinan çağı sonlarında, onun ekolüne ait bir yapı olarak kabul edilebilir. İvaz Efendi Camii’nin önemli bir özelliği 16. yüzyılın ikinci yarısına ait İznik çinileri ile süslü mihrabıdır. Bu çinilerde beyaz zemin üzerine mercan kırmızısı, yaprak yeşili, mavi, lacivert gibi renklerle, narçiçeği hançer ve yaprakları, rozetler, ince dallar, küçük yapraklar vb, 16. y.y. ikinci yarısının bütün özelliklerini taşıyan natüralist formlardaki birbirinden güzel hatayi desenler kullanılmıştır.
Kefeli Camii
Aslında bir Bizans kilisesi iken Osmanlı padişahı IV. Murat döneminde, Recep Paşa tarafından 1630 yılında camiye çevrilmiştir. Cami 7,22 metre genişliğinde ve 22,6 metre uzunluğundadır. Bir minaresi bulunmaktadır
Draman Camii
Caminin mimarı Mimar Sinan'dır. Eskiden külliye olan cami imaretinden geriye sadece cami kalmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın tercümanlarından Drağman Yunus Bey tarafından yaptırılmıştır. Tekke ve medreseli ilk cami Sünbüli tekkesi merkezlerindendi.
Kariye Müzesi
Kariye eski Yunanca kent dışı (kırsal alan) anlamındaki Khora sözcüğünün Türkçeleşmesidir. V. yy.’da yapılan şehir surlarından önce sur dışında bir şapelin varlığı bilinmekte olup, bu şapelin yerine ilk Khora Kilisesi, Justinianus tarafından (527–565) yeniden yaptırılmıştır. Kommenoslar döneminde Blakhernai Sarayının yakınında olduğu için kilise önemli dini merasimlerde saray şapeli olarak kullanılmıştır. XI.yy. sonlarında İmparator I. Alexios’un (1081-1118) kayınvalidesi Maria Daukaina, kiliseyi yeniden inşa ettirmiştir. Latin istilası (1204–1261) sırasında bu kilisede tahrip edilmiş, II. Andronikos (1282- 1328) döneminde Sarayın Hazine Nazırı Theodoros Metokhites (1313) tarafından onarılan kilisenin kuzeyine bir ek, batısına exonarteks ve güneyine şapel (Parekklesion) eklenmiş mozaik ve fresklerle bezenmiştir. Kariye’deki mozaik ve freskler Bizans resim sanatının son dönemine (XIV. y.y.) ait en güzel örneklerdir. Bu mozaik ve fresklerdeki derinlik figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzamalar bu dönemin üslubudur. Kariye, 1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Kilise olarak kullanılmış, 1511 Vezir Hadım Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiştir.1945 yılında müzeye dönüştürülmüş, 1948–1958 yıllarında Amerikan Bizans Enstitüsü’nün yaptığı mozaik ve freskoların üzeri açılarak ortaya çıkarılmıştır.
Pammakaritos ( Fethiye Camii) Müzesi
Bizans Döneminde yaptırılan Pammakaristos manastır kilisesidir. Latin istilasının son bulmasıyla XIII. yüzyılda bir mezar şapeli eklenmiştir. Fetihten sonra, Hıristiyanların elinde kalıp kadın manastırı olarak kullanılmış, 1455 yılında patrikhane buraya taşınmış ve 1586 yılına kadar patrikhane olarak kalmıştır. Bu kiliseyi III. Murat (1574-1595) camiye dönüştürmüş ve Fethiye adı verilmiştir. Kuzey kilise halen cami olarak kullanılmaktadır, ek kilise ise duvarları XIV. yüzyılın güzel mozaikleri ile süslü olup 1938-1940 yıllarında onarıldıktan sonra müze olarak Ayasofya Müzesi`ne bağlı bir birim haline getirilmiştir.
Georgos Potira Rum Kilisesi
Aya Panayıa Rum Ortodoks Kilisesi
Yavuz Sultan Selim Camii
Tur ücreti kişi başı: 70 TL (0-5 yaş çocuklar ücretsiz 06-12 yaş çocuklar 60 TL)
Fiyata Dahil Hizmetler
* Rehberlik hizmeti.
* Öğle Yemeği -1 Soft İçecek
* Programda Belirtilen Geziler
* Kilise Bahşişleri
Menü: Çorba, Salata, 2 Ara Sıcak, Ana Yemek (Levrek yada Çupra), Meyve yada Tatlı
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler
* Program Harici Geziler
* Müze ve Ören Yerleri Giriş Ücretler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder